SıCAK HAVALAR TETIKLIYOR! ‘KENDINE 15 DAKIKA SüRE VER, AMA YOK SAYMA’

Yaz mevsiminin kavurucu sıcakları sadece fiziksel sağlığımızı değil, ruh halimizi de olumsuz etkileyebilir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, aşırı sıcak havanın insanların öfke ve saldırganlık düzeylerini artırabileceğini ortaya koyuyor. Uzman Klinik Psikolog Selin Erekli hissedilmesi son derece normal, olağan ve diğer her duygu gibi geçici olan öfkeyle mücadele etmenin ipuçlarını verirken aşırı sıcak, soğuk gibi durumların da öfkeyi etkilediğine dikkat çekerek fizyolojik değişimlerin psikolojimizi doğrudan etkilediğine de dikkat çekti.

Sokakta yerde sürüklenen kadınlar, mültecilere karşı artan saldırılar, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, araba ile sürüklenen köpekler ve kurşunlanan taksiler... Medyada yer alan bu haberler, toplumdaki şiddetin sadece görünen kısmını oluşturuyor. Kadınlar, erkekler, çocuklar ve hayvanlar, giderek artan şiddetin kurbanı haline geliyor. İnsan yaşamı boyunca pek çok duygu yaşar ve bu duyguları ifade eder. Öfke de bu duygular arasında önemli bir yer tutar ve bazen yapıcı, bazen yıkıcı biçimlerde dışa vurulur.

“ÖFKE SAĞLIKLI VE GEREKLİ BİR DUYGUDUR, BASTIRMAYIN”

Uzman Klinik Psikolog Selin Erekli ise öfkenin sanıldığı kadar yıkıcı olmadığını söyleyerek her canlının bu duyguyu yaşam boyu deneyimlediğini ve bilinen aksine sağlıklı ve gerekli bir duygu olduğunu belirtti.

“Sıkıldığımızda, anlaşılmadığımızda, korktuğumuzda, haksızlığa uğradığımızda, yalnızlık, kaygı, utanç gibi duygular deneyimlediğimizde öfkelenebiliriz. Bu normaldir. Olağandır.” Diyen Erekli asıl problemin çıkış noktasını öfkenin doğru ifade edilmemesine bağlayarak “Öfke bastırılırsa, yok sayılırsa ateş kadar yıkıcı bir güce dönüşür.” dedi.

“ÖFLEYLE MÜCADELEDE KENDİZİ TANIYIN”

Kişinin öfkelendiğinde vücudunun verdiği mesajları fark edip, kendisini en çok öfkelendiren durumları bilmesi öfkeyle nasıl mücadele edileceğini anlamada önemli olduğunu dile getiren Erekli, “Öfke duygusu her ne kadar kendiliğinden ve doğal bir duygu olsa da, öfkelendiğini fark etmek ve bu öfkeyi nasıl ifade edeceğini belirlemek kişinin elindedir.” Diyerek meselenin tam burada başladığını söyledi ve ekledi:

“Öfkeyi doğru şekilde ifade edebiliyor muyuz, edemiyor muyuz? Daha da önemlisi nasıl kontrol edeceğiz?”

Erekli öfkenin ifade etme, bastırma ve sakinleştirme olarak 3 şekilde kendine yol bulduğuna dikkat çekerek, en sağlıklı olanın öfkeyi sözel olarak ifade etmek olduğunu belirtti:

“Olası patlamaların, yıkıcı davranışların, şiddetin doğmasının en büyük sebebi öfkeyi bastırmaktır. Bastırılan duygu tıpkı içimizde bir yay gibi büzülür, büzülür ve patlayarak, taşarak çıkar. Deprem gibi… Oysa bu yıkımdan önce öfkeyi sözel olarak ifade edebilmiş olsaydık, onu bu derece besleyip güçlendirmiş olmayacaktık.” Öfke kontrolünü öğrenmenin mümkün olduğunun altını çizen Erekli, bunun kişinin kendini iyi tanımasından geçtiğini vurguladı.

“SAKLAMAYIN MASANIN ORTASINA KOYUN”

Saklamak ve bastırmak yerine öfkenin masanın en ortasına koyulması gerektiğini belirten Erekli, “Öfkelendirilen durumu açıkça paylaşın. Kendinizi tanıyın. Kendinizi, duygunuzu ifade etmeyi öğrenin Söyleyin. İsteyin ve ifade edin. İnsanın anlam arayışı ilk önce kendini anlatmaktan, anlaşılmaktan geçer. Su kadar muhtaç olduğumuz anlaşılma arzumuz, psikolojideki çoğu rahatsızlığın nedenleri arasındadır. Anlaşılırsak kontrol etmek çok daha kolaylaşacaktır.” Dedi.

“15 DAKİKA SÜRE TANIYIN”

Öfkeli anda nasıl sakinleşeceğinden de bahseden Erekli, öfke patlaması yaşamamak için öfke duygusunun olduğu ilk 15 dakika kişinin kendine süre tanımasını isteyerek sakinleşmenin yolunu “Ortamdan uzaklaşmak, nefes egzersizleri yapmak, tartışmaya ara vermek” şeklinde özetledi ve bu yolların öfkenin yıkıcı etkisini muhakkak azaltacağını belirtti.

“Öfkeyi hissettiğinizde amacınız öfkeyi yok saymak değil, daha doğru, daha kontrollü bir zamanda ifade etmek olursa kontrolü zamanla kazanacağınızdan şüphem yok” diyen erekli danışanlarına öfkeyle mücadelede en sık önerdiği şeyin bileklerine renkli bir ip takmak olduğunu söyledi ve “İlk 15 dakika tepki verme, bekle!” Bu anlamı yüklediğimiz ipi bileğimizde gördükçe anlamını hatırlıyor ve bilinçaltımıza kazıyoruz.” Dedi.

“FİZYOLOJİK DEĞİŞİMLER ÖFKELENDİREBİLİR”

Erekli, açlık, aşırı sıcak, soğuk gibi durumların da öfkeyi etkilediğine dikkat çekerek fizyolojik değişimlerin psikolojimizi doğrudan etkilediğini şu sözlerle aktardı.

“Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta, kalp atışı hızlanmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Yine ortamdaki nem oranı yüksek ise terleme suretiyle vücut ısısı yeterli düzeye düşmeyebilir. Bunlar da beraberinde stres, keyifsizlik, tahammülsüzlük, öfke gibi duygusal alanda tetiklenmelere yol açabilir. Ayrıca gece uyku kalitesini düşürebileceğinden keyifsizlik, yorgunluk, bitkinlik gibi faktörler de bunlara eklenebilir.”

2024-06-08T04:16:38Z dg43tfdfdgfd